26 Ocak 2019 Cumartesi

     26.01.2019

     İçimdeki boşluğu ifade edebilecek tek bir kelime dahi bulamıyorum. Gittikçe daha değersiz hissediyor, yerinde başkası olsa neler yapmazdı şimdiye demekten kendimi alıkoyamıyorum.
     Şimdiye kadarki en kötüsü bile senden iyiydi.
     Vaat ettiklerin ve karşılaştıklarım arasındaki uçurum nefesimi kesiyor. Sözlerin ile aksiyonların arasındaki tutarsızlık son derece net olmasına rağmen, hala aklımı karıştırıyor.
     Bazen diyorum, bana değer veren, verme ihtimali olan, sıradan birine gidip yüz versem, en azından beni mutlu edebilir. Sonra bir anda gözümde mutluluk beliriyor. Ben mesela sen gülünce mutlu oluyorum. Bana bakınca. İlgini çeken bir şeye dudakların aralanmış bakarken. Kollarımda uyurken. Omzuma yaslanıp Kemal Sunal filmi izlerken. Kahve yap da içelim dediğinde. Gözlerimin ne kadar güzel olduğunu söylediğinde. Çok sık değil yani. Bu kadar. Toplam. Beni toplamda bu kadar mutlu etmişti şimdiye kadar. Ama olsundu. Daha çok zamanımız vardı.
     Var-dı.
     Gitmeseydi daha da olurdu.
     Neyse, önümüzdeki maçlara bakalım derken boğazda oluşan düğümlenme. Kusma hissi.
     Ezik mi oldum ne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder